Modeselektor | Babylon Konseri (Mart 2012)
Gernot Bronsert ve Sebastian Szary ikilisinden oluşan Berlin menşeine sahip Modeselektor’ün 10 Mart Cuma gecesi ikinci kez İstanbul’a teşrif edeceği yaklaşık 5 ay önce olduğunda, yeni albümleri Monkeytown henüz yayınlanmıştı. Ciddi bir piyasa yoğunluğu ve isim patlamasının yaşandığı günümüz elektronik müzik camiasında, Modeselektor müziğiyle kendine münhasır bir tarza ve yere sahip bir grup. İlk konserlerini 2009’un Aralık ayında ottosantral’de vermişler ve yine unutulmaz bir geceye imza atmışlardı.
Cuma akşamı Teşvikiye’de
oturan bir arkadaşıma konser öncesi takılmak için gittik. Bu arada Babylon
çarşamba günü DJ set olacak konserin, Modeselektor’ün verdiği kararla live-set’e döndürüldüğünü sosyal medya üzerinden açıkladı ve bu da konser için olan
heyecanımızı katlayarak artırdı.
Evde votka-tonik eşliğinde geçen warm-up seansı sonrasında saat 23:00 sularında konser mekanına doğru yola çıktık. 9-10 kişiyi bulan bir ekip halinde içeri
geçtik ve en önde yerimizi aldık. Modeselektor öncesi, benim de arkadaşım olan,
Club Bangkok’un kurucu üyesi Doğu Orcan nam-ı diğer “The Red Hood” sahnedeydi.
Grup saat tam 00:30’da koşarak içeriden fırladı ve yeni albümlerinin de açılış
sahnesi olan Blue Clouds ile set’lerine başladılar.
Normalde (Oldies But Goldies
partilerini saymazsak) kalabalıktan şikayetçi olmadığım ve en sevdiğim konser
mekanı olan Babylon’da ciddi bir kalabalık vardı. Grubun 00:30 gibi geç bir
saatte sahneye çıkmış olmasının da etkisiyle herkes gayet alkollüydü ve
Modeselektor’ün über-gaz şarkılarıyla daha ilk şarkıdan konserin electro değil de
bir heavy metal konseri tadında geçeceği belli oldu.
Modeselektor ottosantral’e geldikleri 2009 yılında, müzik sistemini bildiğiniz indirmişti. Patlamış hoparlörler ile konserin yarısından çoğu cazurt-cuzurt sesleri eşliğinde
geçmişti. Babylon’un en sevdiğim özelliği olan sağlam müzik sistemi, grubun sert şarkılarını rahatlıkla kaldırdı ve Blue Clouds sonrasında Pretentious Friends ile çıldırışlar başladı.
Müziğin gazıyla ve aşırı
kalabalık olması nedeniyle konser boyunca benim bulunduğum konumda,
arkadaşlarımın da dahil olduğu, sayısız tartışma ve kavga çıktı. Neyse ki bu
kavgaların hiçbiri ciddi yumruklaşmaya dönmeden sona erdi. Bu anlamda konser
tatsızdı ama Modeselektor’un mükemmel müziği sayesinde gerçekten her zaman hatırlayacağım bir gece geçirdim.
Konserin “peak” noktası grubun, her konserde yaptıkları gibi, Kill Bill Vol.4 şarkılarında sahnenin önünden
kalabalığın üzerine şampanya patlattıkları andı. Gernot Bronsert önümüzde
şarkının yavaşladığı ve geri yükseldiği yerde şampanyayı patlattı ve kalabalık
tam anlamıyla kendinden geçti. Ben de gözlerim yandığı için yaklaşık 4-5 dakika
konseri tek gözle izleyebildim.
Grup yaklaşık 1 buçuk saat
sahnede kaldı ve yeni albümleri Monkeytown ağırlıklı olmak üzere eski-yeni, 11-12 şarkı çaldı. Alkol seviyesi sağ olsun, setlist’i tam olarak sizlerle
paylaşamıyorum. Ama Prententious Friends, German Clap, Berlin, Shipwreck, Evil
Twin, Kill Bill Vol. 4' un çaldığı dakikalar en manyakça dans edip hoplayıp-zıpladığım anlardı. Kapanışta Apparat ile oluşturdukları side-project
olan Moderat’tan A New Error'ü çalarak sakin ama inanılmaz vurucu bir sona
imza attılar ve sahneden indiler. Konser sonrası bana da ağrıyan baldırlar,
tutulmuş bir boyunun yanında orgazm olmuş 2 kulak bıraktılar. Bir arkadaşımın
deyişiyle “Evet, yine şaplağı yedik...”
Yorumlar
Yorum Gönder